12 Haziran 2015 Cuma

HAMİLELİKTE KARŞILAŞILAN DİŞ ETİ HASTALIK VE TEDAVİLERİ

Dişeti kanaması dişeti hastalığının ilk belirtisidir. Günlük bakım uygulamaları dikkatli bir şekilde yapılmazsa diş plağı birikir. Plak yoğun olarak bakterilerden oluştuğundan hastanın savunma sistemi buna karşı bir cevap vermeye başlar. Bu cevaba bağlı meydana gelen doku değişiklikleri sonucunda dişeti kanaması ortaya çıkar. Dişeti kanaması toplumda çok yaygın görüldüğü için normal kabul edilse de hiçbir şekilde sağlık belirtisi değildir.

HAMİLELİKTE DİŞ ETLERİ
Son yıllarda yapılan bazı çalışmalarda hamilelerde mevcut dişeti hastalığının düşük doğum ağırlıklı bebeklere veya erken doğuma neden olduğuna dair bulgulara rastlanmıştır. Bütün bu nedenlerden dolayı hamilelikte ağız bakımına çok dikkat etmek, mümkün ise hamilelik öncesinde tüm diş ve dişeti hastalıklarını ortadan kaldırmak, hamilelik sürecinde ise ortaya çıkan kanama ve benzeri bulgulara karşı dikkatli olmak gerekiyor.
Hamilelik Kabaca Üç Dönemde İncelenir:

İlk üç aylık dönem: Bu dönem bebeğin çok hassas olduğu bir dönemdir. Gereksiz müdahaleler düşüğe sebep olabilir. Fakat ağrıya sebep olmuş veya müdahale edilmediği taktirde daha çok zarara neden olabilecek durumdaki dişlerin çekim, kanal tedavisi gibi acil olarak tedavi edilmesi gereken durumlarında, çekinmeden diş hekimine gidilmelidir. Diş hekimi, bebeğe zarar vermeyen ilaçlarla tedaviyi sağlayacaktır.

İkinci üç aylık dönem: Bu dönem, hamilelik sonuna kadar ertelenmesi uygun olmayan diş çekimi, dolgular, kanal tedavileri vb. pek çok tedavinin yapılması için en uygun olan dönemdir.

Üçüncü üç aylık dönem: Bu dönemde bebek anne karnında oldukça büyümüştür ve doğum yaklaşmıştır. Aynen ilk üç aylık dönemde olduğu gibi, acil tedaviler dışında diş hekimi müdahale etmeyecektir. 

Hamilelik sırasında hormon seviyeleri dramatik olarak artmaktadır. Progesteron 100mg/ml seviyelerine yükselir ki bu menstürasyondaki en yüksek değerin 10 katıdır. Plasmadaki estradiol normal siklustaki değerinden 30 kat daha fazladır. Dişeti dokusunda seks hormonlarına ait reseptörler olduğu gösterilmiştir. Bu da dişetinin seks hormonları için hedef dokulardan biri olduğunu ortaya koymaktadır.

''Diş etinde oluşan iltihap nedeniyle anne adaylarının kesesinin damarları tıkanabilir ve çocuk beslenemez. Çocuk düşük ağırlıkta doğabilir ya da diş eti iltihabı sonucunda yayılan iltihabi reaksiyonun molekülleri ve mikroorganizmalar, rahim düz kaslarının kasılmasına ve doğumun erken başlamasına yol açabilir. Erken doğumlarda ise rahim enfeksiyonlarının risk faktörü olduğu gösterilmiştir. Damar yolu ile yayılan mikroorganizma ürünleri ve bunlara karşı verilen iltihabi yanıt içeriği maddeler, damarların tıkanmasına yol açarak kalp, beyin ve böbreklerin çalışmasını engelleyebilir. Bunun sonucunda kalp krizi veya felce uygun zemin hazırlar. Son zamanlarda yapılan araştırmalar Alzheimer hastalığı ile diş eti hastalığı arasında bir ilişkinin olabileceği yönünde bulgular ortaya koydu. Kalp-damar problemleri, şeker hastalığı ve yüksek kolesterol durumunu da içeren şişmanlıkla da ilişkisi hem ülkemizde hem de yurt dışında yapılan pek çok klinik ve laboratuvar çalışmalarının sonuçlarına yansımıştır. Diş eti hastalıkları, kalp ve damar problemlerine, şeker hastalığı ile erken doğuma veya düşük yapmaya ve bunun yanında pek çok hastalığın oluşmasına neden olmaktadır.

Periodontal Problemler (Dişeti Problemleri) - Hamilelik İlişkisi
Hamilelik ve dişeti enfeksiyonları arasındaki ilişki uzun yıllardır bilinmektedir. Son yapılan araştırmalar, dişeti hastalıklarının hastanın sistemik durumunu etkilediği gibi fetusun da sağlığını etkileyebildiğini ve düşük, erken doğum ve düşük doğum ağırlıklı bebek riskini arttırdığını ortaya koymuşturHamilelik gingivitisi (Dişetlerindeki kanamalı enfeksiyon) oldukça yaygın bir durum olup hamile kadınlarda %30 ile %100 oranında görülmektedir. Eritem, ödem, hiperplazi ve artan kanama ile karakterizedir. Mevcut durum hafif olabileceği gibi şiddetli gingival hiperplaziye , ağrı ve kanamaya neden olup, ilerleyebilir.

Peridontal Hastalık İle Erken Doğum-Düşük Doğum Ağırlıklı Doğum Arasındaki İlişki.
Erken doğum ve düşük doğum ağırlığı ile peridontal hastalık arasındaki ilişki enfeksiyona bağlı bir ilişkidir. Sürmekte olan çalışmalar peridontal hastalık ile erken doğum ağırlığı arasındaki ilişkiyi desteklemektedir.
Anneye ait immün sistemin hamilelik sırasında baskılandığı düşünülmektedir. İmmün cevaptaki bu azalma hamilelerde dişeti enflamasyonunun daha kolay ortaya çıkmasının da bir diğer nedenidir. Dişeti cebi derinliğindeki artış, dişetlerinde kanama ve hiperemi doğumdan sonraki bir aya kadar devam etmektedir. Şiddetli ösefajial reflu mevcutsa veya tekrarlayan kusmalar söz konusu ise artan aside bağlı olarak dişlerde erozyon izlenebilir. Ağız kuruluğu hamilelerde sıklıkla görülen bir durumdur ve diş çürüklerinin artmasına sebep olur. Gebelikte sıvı tüketiminin artırılması gereklidir.

HAMİLELİKTE KARŞILAŞILAN DİŞ ETİ HASTALIK VE TEDAVİLERİ
Hamilelik her bayanın hayatında yaşamak istediği çok güzel ve anneliğe doğru olan bir sürecin başlangıcıdır. Ancak her güzel şeyde olduğu gibi hamilelik sürecinde de keyfinizi kaçıracak ufak problemler karşınıza çıkabilir. Hamilelik sürecindeki anne adaylarının keyiflerini kaçırabilecek diş ve diş eti problemleri ile buna karşılık anne adaylarının alabilecekleri ufak önlemler ve gerektiğinde diş hekimini ziyaretlerinde yapılabilecek tedavileri sırlayabiliriz.

Hamilelerde tüm bireylerde görülen diş ve diş eti hastalıklarına ek olarak hamilelik gingivitisi dediğimiz diş etlerinde kanama, şişlik kızarıklık ile belirti veren ve genellikle hamileliğin 2. Ayında başlayıp 8 veya 9 uncu ayında son bulan bir diş eti rahatsızlığıyla karşılaşma olasılığı %30 civarındadır. Hamilelik gingivisitinde belirtiler kanama, şişlik ve zaman zaman ağrı olarak kendini göstermektedir. Bu hastalığın nedeni hamile bayanlardaki östrojen ve progesteron hormonlarındaki artış yüzündendir. Genellikle alt ve üst ön bölge dişlerinde görülür zaman zaman tümör benzeri bir görünüm sergileyebilir. Ancak hamileliğin 8. aylarına doğru 2. Ay öncesindeki görünümüne geri döner.

  Hamilelik gingivitisi nasıl tedavi edilir?

 Hamilelik gingivitisinin tedavisi genellikle hamileliğin 2. trimesterinde yapılacak olan diş taşı temizliği, kök yüzeyi düzleştirmesi, polisaj ve sonrasında hamile bayanın oral plak oluşumunu engellemek için yapması gerekenlerin anlatılması ve motive edilmesi ile son bulur. Hamilelerde bunun dışında görülen problemler diğer normal bireylerde görülen problemlerle hemen hemen aynı olmasına rağmen tedavi yaklaşımları normal insanlara göre biraz farklıdır.

 Dişhekimi olarak bizler hamilelerde diş tedavisini azami dikkatle yürütmek anne ve fetusu stres ve bakteriemi (enfeksiyon) riskine sokmamak için acil tedaviyi gerektiren durumlar dışında müdahalede bulunmayarak ancak çürük kontrolü gibi ertelenemez tedavileri de en uygun şartlar ve zamanı(2. Trimester) gözeterek yapabiliriz. 1. Trimesterde fetus dış etkilere çok duyarlı olduğu ve düşük riski olabileceği göz önünde bulundurularak sadece çok acil tedaviler sadece yapılmalı.3. trinmesterde ise fetusun büyüklüğü arttığı ve kardiak değişikliklerin önemi arttığı için yine kullandığımız bazı lokal anestezikler erken doğum riski taşıdığı için bu dönemde de pek fazla müdahale yapılmaz. Ancak 2. Trimester(3 ile 6 ay arası) ertelenemez diş tedavileri için en uygun dönemdir. Bu dönemde lokal anestezi altında endodontik(kanal tedavisi),konservatif(dolgu vs..) ve basit diş çekimi gibi işlemler yapılabilir.

  Hamilelikte diş tedavisinde hangi ilaçlar kullanılabilir?

 Hamilelikte diş ve diş eti hastalıklarıyla ilgili kadın doğum uzmanının da görüşü alınarak eğer hastadada alarji problemi yoksa, penisilinler her üç trimesterdede kullanılabilir. Bunun dışında sefalosporin grubu ilaçların kullanımında da bir sakınca yoktur. Ancak iki grup dışındaki antibiyotiklerin kullanımı hamilelerde çeşitli riskler taşır. O yüzden biz hamile hastalarımızın öncelikle kendilerini takip eden kadın doğum uzmanıyla irtibata geçerek ilaç kullanmaya başlamalarını tavsiye etmekteyiz. Ağrı kesici olarak da yine en güvenli ağrı kesici grubu parasetamol grubu ağrı kesicilerdir, diğer ağrı kesiciler gerek anne ve gerekse bebek açısından çeşitli riskler taşır.. o yüzden hamile bir bayan bir aspirini dahi kullanmadan önce kendisini takip eden kadın doğum uzmanına danışmalıdır.

Dr. Sibel Öznur Örsal
www.icerikfabrikasi.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder